Bir Ortadoğu Efsanesi Beyrut
Birçoklarına göre dünyada kadını temsil eden bir şehirdir Beyrut. Yaşadığı onca acıya, savaşa rağmen hala güzelliğinden bir şey kaybetmemiş olması bu yakıştırmanın sebebi. Fenikeliler döneminde kurulan Beyrut çok kültürlü bir hayata sahip. 18 ayrı inanç ve mezhep iç içe yaşıyor. Elbette bu durum ülkenin siyasi hayatını da derinden etkiliyor. Sık sık siyasi krizler yaşanmasına neden oluyor.
1975 ile 1990 yılları arasında yaşadığı iç savaş tarihe damgasını vurmuştur. Bu on beş yıl Beyrut’un bir harabeye dönüşmesine sebep olmuştur. 1992’den sonra yeniden yaşama döndürülmeye çalışılan Beyrut yeniden krizlere ve suikastlere uğramış.
Acılarla Dolu Bir Şehir
Bu acı tarihinin yanında gidip görülmesi gereken önemli bir yer. Bütün bunlara rağmen hareketli bir gece hayatı var. Rue Gouraud ve Rue Monot en önemli yerlerden ikisi. Bar sevenler için Hamra ilginç gelebilir. Yine de en iyisi neresi diye sorarsanız mutlaka Music Hall’e gitmelisiniz.
Toplu taşıma aracı aramayın çünkü yok. Denk gelirseniz küçük dolmuşlarla bir yerlere gidebilirsiniz. Ancak akşam 19 itibariyle dolmuş bulmanız da imkansız. Korkmayın, yürüyerek de her yere gidebileceğiniz kadar küçük bir şehir Beyrut. Downtown’dan başlayarak şehir merkezi olan Place d’Etoile’e gidin. Al-Omari Camisi’ni mutlaka görün. St. George Kilisesi ve Mohammed al-Amin Camisi’ne de gidin. Gemmayze’de tur atın, Saifi’de alışveriş yapın ve Beyrut Milli Müzesi’ne uğrayın.